MSKÜ’de 2. Klasik Diller Yaz Kursu Açılacak
MSKÜ’de 2. kez Klasik Diller Yaz Kursu (Eski Yunanca, Latince ve Klasik Süryanice) lisans seviyesinde kredili sayılacak şekilde 16 Temmuz-15 Ağustos tarihleri arasında Sanat Evinde açılacak. Kursa lisansüstü öğrenciler, her yaştan ve her meslek grubundan bu dilleri öğrenmek isteyenler katılabilecek.
Geçen yıl Muğla Sıtkı Koçman Üniversitesinde (MSKÜ) ilki gerçekleştirilen Klasik Diller Yaz Kursu (Eski Yunanca, Latince ve Klasik Süryanice) bu yıl da devam edecek.
Yaz kursu, lisans seviyesinde kredili sayılacak şekilde 16 Temmuz-15 Ağustos tarihleri arasında Muğla’nın Menteşe ilçesinde bulunan MSKÜ Sanat Evi’nde gerçekleştirilecek.
Bu diller yoğun bir program dahilinde, başlangıç seviyesinde, haftanın beş günü üçer saatlik dersler ve ödevlerle öğretilecek.
Klasik Diller Yaz Kursu, sadece dil öğretimini değil aynı zamanda antik kent ziyaretlerini de kapsayacak.
Bu yıl Stratonikeia (Yatağan / Muğla) Akyaka Idyma Kalesi (Akyaka / Muğla) Kaunos (Köyceğiz / Muğla) Antik Kentleri ve Muğla Müzesi ziyaret edilecek ve buralardaki yazıtlar öğrencilerle birlikte okunarak öğrenilen diller uygulamaya geçirilecek.
Yabancı Diller Yüksekokulu ile Yaşam Boyu Öğrenme Uygulama ve Araştırma Merkezi’nin birlikte düzenleyeceği bu kursun, Türkiye’de örnek bir Yaz Kursu olabilmesi hedefleniyor.
Geçen yıldan edindikleri tecrübe ile bu yıl çok daha verimli ve yoğun bir program hazırladıklarını belirten MSKÜ Yabancı Diller Yüksekokulu Müdürü Prof. Dr. Murat Keçiş, “Artık bir gelenek hâline getirdiğimiz bu kursu gelecek yıllarda uluslararası bir yaz kampı hâline getirmeyi düşünmekteyiz. Klasik Diller Yaz Kursu’nun Üniversitemizin tanıtımına ve uluslararasılaşmasına büyük katkı sağlamasını planladığımız gibi Eski ve Ortaçağ klasik dillerinin eğitimi konusunda da önemli merkez olma yolunda önemli bir adım olarak görüyoruz. Kursumuza gelecek öğrencilerimizin öncelikli olarak MUYOM’un internet sitesinde yer alan ders kitaplarını temin etmesini bekliyoruz. Şehir dışından gelecek öğrencilerimiz için birkaç konaklama seçeneği sunmaktayız. Bütün detayları internet sitemizde bulabilirsiniz. Öğrencilerimiz lisans seviyesinde bu dersleri kredili olarak alabileceklerdir. Katılımcılarımıza Üniversitemiz tarafından katılım sertifikası verilecektir” dedi.
Yaz okulunda Latince kursunu verecek olan Öğr. Gör. Alp Ejder Kantoğlu ile ayrıntılı röportajımız şu şekilde:
1) MSKÜ’de Latince, Eski Yunanca ve Süryanice için yaz kursları açma fikri nasıl oluştu?
Bu fikir aslen geçen sene Rektörümüz Prof. Dr. Turhan Kaçar hocamıza aittir. Ege ve Akdeniz’in buluşma yeri Muğla’da, şehrin üniversitesinin Eski Çağ dilleri ve kültürlerine daha çok önem vermesi gerektiğinden hareketle bana, Prof. Dr. Murat Keçiş ve Dr. Öğretim Üyesi Kutlu Akalın Hocalara bu fikrini açmıştı. Tabii biz de heyecanla bu öneriye iştirak edip görev aldık. Uzun ve yorucu bir hazırlık döneminin ardından geçen sene Klasik Diller Yaz Kursu’nun ilkini gerçekleştirdik. Hem biz hem de katılımcılarımız gördüğümüz kadarıyla gayet memnun bir şekilde kursumuzu tamamladık. Sonrasında ülke genelinden aldığımız geri dönüşler neticesinde iyi bir başlangıç yapmış olduğumuzu anladık. Hâliyle bu motivasyonla hemen ikinci senemiz için hazırlanmaya başladık. Rektörümüzün artan desteği ve MUYOM’un başta değerli müdiresi Doç. Dr. Burçak Boz Yaman hocamız ve tüm ekibiyle gösterdiği müthiş çalışma neticesinde geçen seneden daha iyi bir kurs dönemi geçireceğimize inancımız tam.
2) Yaz kursunuzda eğitimler nasıl veriliyor?
Klasik Diller Yaz Kursu Latince, Eski Yunanca ve Klasik Süryanice dillerini öğrenmek isteyenler için sağlam bir başlangıç niteliğindedir, başka bir ifade ile yoğunlaştırılmış bir giriş programıdır. Bu dilleri veren üniversitelerin bir dönemlik programlarını karşılayacak şekilde verilmek üzere hazırlanmıştır. Bu hedefe ulaşabilmek için de haftada 5 gün 3’er saatten bir ayda toplam 60 saatlik yoğunlaştırılmış eğitim veriyoruz. Katılımcılar bunun yanı sıra verilen ödevler ile seminerler ve ören yeri gezileri vasıtasıyla yoğun bir eğitime tabi tutuluyorlar. Kurs sonunda da girdikleri bir sınav neticesinde kendilerini deneme fırsatı buluyorlar.
3) Katılımcılar bu eğitimlerden nasıl bir fayda sağlıyorlar?
Öncelikle söz konusu dillere iyi bir başlangıç yapıyorlar. Eğitim esnasında katıldıkları gezilerde klasik diller ile o dilleri kullanmış uygarlıkların simbiyotik ilişkisini görme fırsatı yakalıyor, bizlere miras kalan kalıntılarda, öğrenmeye başladıkları dilleri görme ve çözme uğraşısına ilk adımı atıyorlar. Zira gezilerimizde her ören yeri ziyareti bizzat Antik kent kazı başkanı hocalarımız ve uzmanlar eşliğinde yapılıyor. Hâliyle sadece dil öğrenmiyor dillerin serpilip geliştiği bölgelerin şehirlerin de bir kısmını, en azından 3 tanesini görme ve tanıma fırsatı yakalıyorlar. Şimdilik Süryanice için bu saydıklarımız mümkün olmasa da yakın bir gelecekte onunla ilgili sürprizlerimiz olacak. Kursumuzu geliştirmeye yönelik çalışmalarımız devam ediyor.
Öte yandan alanında uzman konuklarımız verdikleri seminerlerle klasik dillerin arkeoloji, tarih, felsefe, güzel sanatlar, sanat tarihi ve daha pek çok disiplin açısından önemi ve gerekliliği konusunda bilgiler verirken bu alanlardaki kullanımının nasıl olduğu hakkında hem kendi deneyimlerinden hem de varolan literatür ve birikim üzerinden çok değerli paylaşımlarda bulunuyorlar. Bunların hepsi bir araya geldiğinde sanıyorum ki Klasik Diller Yaz Kursu’muz oldukça cazip bir eğitim fırsatı hâline geliyor ki bizim de amaçladığımız tam olarak bu.
Katılımcılarımızın hem bu dilleri ciddi şekilde öğrenmesi ve daha ileriye taşıma isteği hem de keyifle geçirilmiş ve pek çok güzel anı biriktirilmiş bir ay sonunda buradan ayrılması eğitim anlayışımızın temelini oluşturuyor. Ciddi ve yoğun olduğu kadar eğlenceli ve unutulmaz bir eğitim dönemi hedefliyoruz.
4) Eğitimler nerede veriliyor?
Eğitimlerimizi Muğla’nın köklü bir ailesinin üniversitemize bağışladığı tipik bir Muğla Evi, daha doğrusu konağında gerçekleştiriyoruz. Mekanların da bir ruhu olduğuna ve bu ruhu içine girene, içinde yaşayana, kendisine misafir olanlara yaşattığına kattığına inanıyoruz. Ulu bir zeytin ağacının gölgelediği bahçesinde küçük bir süs havuzu çevresinde sohbet ettikten sonra bir zamanlar ailenin yaşadığı büyük odalarda onların şimdi artık birer geçmiş zaman masalı hâline gelmiş fotoğraflarının şahitliğinde derslerimizi işliyoruz. Tam da bu hayırsever ve eğitim aşığı ailenin vasiyetine uyarak, bu harika mekanı sadece eğitimli amaçlı kullanarak bunu yapıyoruz. Zaten katılımcılarımız Sanat Evi adını verdiğimiz bu harikulade mekanı gördüklerinde bir kat fazla şevk ve hevesle eğitime başlıyorlar. Sanırım keyifle öğrenmek ancak böylesi bir tarihi mekanda mümkün olabilir ki biz de bunu yaşamaya ve yaşatmaya çalışıyoruz.
İnanıyorum ki bu seneki katılımcılarımız da tıpkı geçen senekiler gibi aynı coşku, mutluluk ve huzurla burada bir ay geçirecek ve öğrencilerimiz olarak değil ama her biri çok değerli dostlarımız olarak buradan ayrılacaklardır.